Kitap Tanıtımı |
2013 ajandası yeme-içmeyle ilgili. Neyi yediğimizle, nasıl yediğimizle, yemek bulamamakla, bulduğunu yiyememekle... İlk insan zehirli yiyecek keşfedip kabiledaşlarını uyardığından beri gelişerek devam eden alışkanlıklarımızla başladık. İlaç niyetine sebzeler, birlikte yenmemesi gerekenler, ihmal etmememiz gerekenler... Bu konuda bilginin nasıl hızlı değiştiğini, daha dün "Mutfağa sokmayın" denen bir yiyecek için bugün "Sofranızdan eksik etmeyin" öğüdünü duyduğumuzu düşündük.
Sonra meselenin siyasi boyutuna takıldı aklımız. Önce üretim aşaması: Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO), yanlış/aşırı avlanma, tarım ilaçları, eksik bilgilendirme, su kullanımı... Vatandaş olarak sorumluluklarımız ve haklarımız. Sonra tüketici olarak haklarımız: Doğru bilgilendiriliyor muyuz? Bilgi kaynağımızı seçebiliyor muyuz? Çocuklarımız yiyecek tercihlerini reklamlara göre mi yapıyor, ihtiyaçlarına ya da zevklerine göre mi? Bu kadar soru ve sorumluluk karşısında farkına vardık ki, biz aslında ayvayı yemişiz!
Ama ayva pek yararlı bir meyvedir. Zihni açar, gözleri parlatır, cildi tazeler. Sorunlar üzerimize geldikçe açılan zihin, bilenen merak, yeni yeni sorular sormaya, hak talep etmeye başlar. Küresel şirketlerin bağımsız üreticileri ve beraberinde dünya kaynaklarını yok ettiği günümüzde sağlıklı yiyeceklere ulaşabilmenin yollarını düşünmek; yemek yemenin diyet dayatmalarıyla ayaküstü atıştırmalara sıkıştırıldığı bir çağda yemenin keyfini hatırlamak istedik.
Ayvayı yalnızca mevsiminde (zevke göre biraz limon sıkarak, bir tutam tuz serperek) yemek dileğiyle, afiyet olsun!
Betül Kadıoğlu, Koray Löker |