Kitap Tanıtımı |
Arka Kapak Yazısı
"Mevhum" ve "nev-zuhur" bir tanımlama olan "irticâ", II. Meşrutiyet'ten beri, halkına yabancılaşan yönetici azınlık tarafından, özelde sistem muhaliflerini, genelde ise bütün halkı tedip etme ihtiyacı duyulan her dönemde hortlatılan bir sanal sorun olmuştur. Biz bu çalışmamızda, öncelikle, bu nev-zuhur kavramın ilk kez kullanılmaya başlandığı talihsiz tarih kesitini tesbit etmeye çalışacağız. "İrticâ" kelimesinin nasıl içerik değiştirdiğini ve bu kavram etrafında kısa zamanda nasıl bir "irticâ edebiyatı"nın oluştuğunu, bu edebiyatın başından beri aslında bir "sövgü edebiyatı" ve karalama kampanyası biçiminde geliştiğini, bazan da irticâ kavramına bilimsel bir kılıf giydirme çabalarına dönüştüğünü örnekleriyle göreceğiz. Kısaca; ilk olarak İttihatçı elitler tarafından II. Meşrutiyet'ten sonra ve özellikle de 31 Mart Olayı esnasında, kendilerine muhalefet eden ekiplere ve halk çoğunluğuna karşı bir "baskı aracı" olarak kullanılmaya başlanan, bugün de aynı geleneğin temsilcisi olan egemen laikçi azınlığın yine dindar halk kesimine karşı sık sık diline doladığı "irticâ" suçlamalarının arkasında yatan çıkar kavgalarını, iktidar mücadelelerini ve sinsi planları ortaya koymaya çalışacağız. Abdullah Yıldızın kaleminden çıkan ve Pınar yayınlarından okuyucuya ulaşan Meşrutiyetten Cumhuriyete İktidar Kavgaları ve Sanal İrtica adlı kitap, irticakavramının toplumsal hafızamıza yerleştirilmeye başlandığı yıllardan bu yana geçen süreci gözler önüne seriyor. İrtica kelimesinin nasıl içerik değiştirdiğini ve bu kavram etrafında kısa zamanda nasıl içerik değiştirdiğini ve bu kavram etrafında kısa zamanda nasıl bir irtica edebiyatı oluştuğunu, bu edebiyatın başından beri aslında bir sövgü edebiyatı ve karalama kampanyası biçiminde geliştiğini, bazen de irtica kavramına bilimsel bir kılıf giydirme çabalarına dönüştüğünü hatırlatan kitap, neredeyse bir asırdır milletimiz üzerinde oynanan bu çirkin oyunun gelişim sürecinin de hafızalarda tazelenmesini sağlıyor. - Gülcan Tezcan, Yeni Şafak gazetesi |