Kitap Tanıtımı |
"Selâmla beni Mekke el-Mükerreme... Kutsal Mekke!
Lebbeyk, Lebbeyk... ben buradayım, buradayım!" Yorgun hacı, uzun ve zahmetli, tehlike dolu hac yolculuğunun ardından sekiz minareyi, el-Haram´ın yüz elli iki minyatür kubbesini ve büyük camiyi uzaktan seyrederken Peygamber´in şehrini böyle selâmlıyor; Allah´ın beyti, Tanrı´nın evi kutsal Kabe´yi... Derken hıçkıra hıçkıra ağlayarak tozlanmış ihramının, hac giysisinin içinde kendini sokağın çamuruna atıyor ve Peygamber´in ayağını basmış olduğu yeri öpüyor. Sonra avuçlarını omuzlarının hizasında yukarıya doğru uzatıp o an için farz olan duayı okuyor: "Ey Allah´ım, burası senin koruyan kalen, burası senin mabedin. Her kim buraya girerse kurtarılmış olur. Ey Allah´ım, cehennemin ateşini etimden ve kanımdan, kemiğimden ve tenimden uzak tut! Yeminle kabulüm ki sen rahman ve rahîm olan Allah´sın, hiçbir şeyle karşılaştırılamaz olansın. Peygamberin Muhammet Efendimiz ile ona inananlar ve sadık kalanlar ile biri ve hepsiyle
rahmetin üzerime olsun!.."
(Arka Kapak) |