Kitap Tanıtımı |
Küreselleşme kavramının kullanılması, patronların haklarımıza ve yaşam koşullarımıza yönelik saldırısına karşı direnişin imkansız olduğu bir anahtar argümanın parçasıydı.
Söylediklerine göre küresel rekabet, ücretlerin azaltılmasını ve sosyal hakların kısılmasını zorunlu kılıyordu.
Ama şimdi Dünyanın karşısındaki resim, küresel direnişin resmidir.
İnsanlık tarihinde ilk kez nüfusun %50'si şehirlere yaşıyor. Amerika'da Avrupa'da ya da Ortadoğu'da olsun, mücadele özü itibariyle şehre aittir.
Arap Baharı, İşgal Et Hareketli ve tasarruf tedbirlerine karşı Avrupa'ya yayılan isyan, 2008'de başlayıp giderek şiddetlenen finansal krize karşı çalışan insanların direnişinin toplu ifadesidir.
Bu kitap, küresel direnişin kenetlenmesi ve birbirine bağlanmasını açıklar. Bu mücadele, seçilmemiş hükümetlere, IMF, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği tarafından dayatılan anti-demokratik politikilara ve buna paralel olarak batılı egemenler tarafından on yıllar boyunca desteklenen Ortadoğu'daki diktatörlüklere karşı yürütülüyor.
Bu yeni yükselen mücadelede umut var, ancak tehliklere de var. Kriz, ırkçılığın, milliyetçiliğin ve faşizmin yükselme tehlikesini de beraberinden getirir.
Bizi yönetenler bir tarafta oturmuyorlar ve umutsuzca isyanımızı başka tarafa yönetlmeye, frenlemeye ve birbirimizden koparmaya çalşıyorlar. Küresel direnişin bu kitaptaki tasviri, büyüyen mücadelemizde gözüken karmaşıklıkları ve çelişkileri ayrıntılı olarak açıklamaktadır.
Eğer küresel hareketin güçlenmesini ve gelişmesini istiyorsak, onun dinamiklerini anlamaya ihtiyacımız var.
Komünist Manifestonun dedii gibi "kazanacağımız bir dünya var". |