Kitap Tanıtımı |
Gezi, sanat ve kültür silsilesine kapılan Manolya hep bulamadığı ve asla arayışlarının son bulmayacağı bir serüvendedir.. Hüzzam makamının buruk sevincini yaşayan Megaloman. Bu sevinçle diğer makamlarada ilgi duymuştur hep. (Çargah Makamı, Buselik Makamı, Rast Makamı, Uşşak Makamı, Hicaz Makamı, Uzzal Makamı, Hümayun Makamı, Zirgüleli Hicaz Makamı, Neva Makamı, Tahir Makamı, Bayati Makamı, Muhayyer Makamı, Hüseyni Makamı, Basit Suzinak Makamı) Manolya: Ne ben Cemal Süreya`yım ne de sen Aşık Veysel. Şiirlerle yazılmıyor şarkılarla aranmıyor kaybedilenler. Ahh! Megaloman söyleyenin duyduğu coşkuyu başkasında uyandıran, en gizli düşünceleri canlandıran şeyin bir türkünün neresinde bulduğumu ne o zaman anlayabildim ne de şimdi biliyorum. Türkü söyleyenin sesi miydi bu yoksa tutkumdan kopup gelen nutku muydu ? O konuda Hiçbir fikrim yok Aytmatov misali; 'Tek bildiğim türküsüne gönül yaslanır..' Şegaf Hanım: O mecruh ezgide geçtiği gibi sazında gerdiğin tel kalbimde kırılmadı. Megaloman: Ne ben Aşık Veysel`im ne de sen Cemal Süreya. Şarkılarla aranmıyor şiirlerle yazılmıyor. Ahh! Manolya içimde sanki hep aynı şarkıyı çalan bir laterna. Cancağızım basma perdeme bir çiçek de sen olsaydın. Acem kızım kaçarken yangın merdivenlerine keşke grapon kağıtları assaydın. Elindeki divit kalemine, şiirlerine gönül veremediğim keşke her dörtlüğüne beni yazmasaydın.. Süveyda Bey: 'Sözünde gerdiğin tel kalbimde kırılmadı.' (Tanıtım Bülteninden) ) |