Kitap Tanıtımı |
Köylerden şehirlerden kopup 3500 kilometre, hatta daha uzaklarda, iş ve ekmek uğruna savrulan yüzbinlerimiz, milyonlarımız, insanlar, bizim insanlarımız... Giderken, ``İki yıl çalışıp, döneceğiz!`` diyorlardı. Yaşam onları hesaplamadıkları uzam`lara alıp götürdü.
İki grup insana kötü vurdu göç: Kadınlara, çocuklara.. Kadın erkek ayırmadan, giden kalan demeden hepimize vurdu.Dönemediler... Dönseler de onlar artık acaba ``onlar`` mı? Sadece değişen iş ve yaşam çevresi değl, ayrılıklardan, anlayışsızlıklardan doğan acılar da onları yıprattı, değiştirdi.
``Çocuklarımıza ve kendimze daha iyi bir gelecek`` diyorlardı. Sözcükleri sınırlıydı. Avrupa`da büyük şehirler, azman fabrikalar gördüler. Dilleri, düşünceleri gene de sınırlı kaldı. Sorunlarını açamadılar, acılarını açıklayamadılar. ``Tek başına kurtuluş`` düşünün olumsuzluğunu ha deyince kavrayamadılar. Aldanışlardır hala sürüp giden...
Fakir Baykurt, KOCA REN`de, içine pislenecek derecede acayip bir ortaokulda okuyan işçi çocuğu Adem ile oradakilerin, buradakilerin acılarına ışık tutuyor... KOCA REN, tıpkı ``Yüksek Fırınlar`` gibi Türkiye`nin Duisburg`tan görünüşü oluyor. Fakir Baykurt, yöneldiği ``Duisburg Üçlemesi`` ni bitirmeğe çalışıyor. |