Kitap Tanıtımı |
Önce ürkerek bastı pedallara... Kırmızı bisikletin dengesi bozuldu. Fark ettirmeden seleden tutup düzelttim.
Acemi sürücüyü iltifatlar ve ıslıklarla yüreklendirdim.
Şimdi bazen arkasından tuttuğumu bilmeden bisikleti kendisinin sürdüğünü sanıyor, bazen ise tuttuğumu sanıp gerçekten kendisi sürüyordu.
Zamanla bisikleti kimin yönettiğini ayırt edemez oldu.
Oysa ben farkındaydım:
Kırmızı bisiklet uçmaya hazırlanıyordu.
Kırmızı Bisiklette Can Dündar baba olma serüvenini, kendi yaşadıkları üzerinden okurlarla paylaşıyor. Kendi babasıyla ilişkisini, babba kelimesini ilk duyduğunda yaşadığı coşkuyu, başlardaki uykusuz gecelerde hissettiklerini ve onu takip eden, Hangi masalı okumalı, hangi oyuncağı almalı? gibi endişeleri, bütün içtenliğiyle dile getiriyor.
Ve kırmızı bisikletin iki tekerlek üzerinde seyretmesiyle uyanan, Hangi okula göndermeli, tarihi nasıl anlatmalı, doğumu nasıl öğretmeli, beladan nasıl esirgemeli? gibi kaygılarla, giderek bir yol arkadaşına dönüşen oğluyla ilişkisini anlatıyor.
Can Dündar, Kırmızı Bisikletin 20. baskısını hazırlarken kitabı elden geçirerek yeniledi. Kendi yaşadıklarının yanı sıra başkalarının deneyimlerine; günümüz çocuklarının, gençlerinin ve anne babalarının sorunlarına da yer veren yazar, kitabın yeni halini, yakın zamanda kaybettiği babasına vedasını anlattığı yazılarla sonlandırdı. |