Kitap Tanıtımı |
... Königsberg`in büyük Çinlisi Immanuel Kant ile göçebe dürtülerin Parisli sanatçısı Gilles Deleuze`ü karşı karşıya getiren bu kitap, çatallı yollardan birinde cereyan eden emsalsiz bir "düello"ya tanıklık ediyor. Kant`ın düşünsel labirentine, aklın işleyiş mekanizmaları ("yetiler öğretisi") çerçevesinde girmeyi amaçlayan Deleuze, hasmının yoğun kavram istifi karşısında büyüye kapılmaktan kendini alamıyor. Fakat Kant`a olan uzaklığını yine de koruyan Deleuze, bu "biçimsel kavram fanatiği"nin, tıpkı modern hayat gibi zengin ve çetrefil "eleştirel bütün"ünü kesif bir ışıklandırma altında zihnimizin önünde getiriyor. Bu açımlamada, "aklın çoğulluğu" altında örgütlenme koşullarını izlediğimiz "farklı" deneyim alanları -doğa, ahlak, estetik, tarih- özgül şekillenmeleri içinde, hep aynı noktayı işaret ediyorlar: "nihai amaç olarak insan".
(Arka Kapak) |