| Kitap Tanıtımı | ?Hani nerede, pehlivan güreşlerine sevdalı delikanlılar, ceviz ağacının dallarında sallanan güler yüzlü çocuklar, tü¬tün dizen al yanaklı gelinler, kuyulardan su çeken servi boylu kızlar nerede, nerede?" diye sordu Feriştah nine. 
Yaylam, canım yaylam! Ben de sana olan tutkumu özlemimi anlattım. 
Ben anlattıkça o ağlıyordu. Sevinç gözyaşlarıydı biliyorum. 
Buğulu gözlerinden sessizce süzülen gözyaşlarını sildi, ku¬rumuş, buruşmuş nasırlı elleriyle.Avludaki ocağa yığdı çırpıları, yığdı olabildiğince. 
"Yeter, yeter" dedimse de duymuyordu artık. Ateşledi, sa¬vurdu dumanını. Ben varım, biz varız diye haber saldı dört bir yana. Sürdü dibek kahvesini çırpı ateşine. Yudumladı,    yudum-ladık. |