Kitap Tanıtımı |
Kitap, sinema, tiyatro, namaz, Yılmaz Güney, bunları terk edemeyiz, bilmenizi istiyorum. İstanbulun
gemileri, bilumum martılar illa ki kalacaklar yerli yerinde!
On üç hikâyeden oluşan İstanbul Hikâyeleri bildiğimiz anlatı türlerinden önemli ölçüde farklılıklar
taşıyan bir eser. Peki, nedir İstanbul Hikâyeleri? Adı üstünde: Hikâye. Ama aynı zamanda biyografi,
anı, gezi yazısı, söyleşi Fakat her halükârda eleştiri Hikâyelerin şehrin elleri ve ayakları olan iki
kahramanı var: Muhtaç ve Aciz. Şehrin semtlerini, sokaklarını, yollarını bazen hüzünle bazen sevinçle,
yüreklerini altüst eden şiirlerle birlikte dolaşmaları, bu genç delikanlıların İstanbul serüvenlerine her
geçen gün yeni anlamlar kazandırıyor. Öyle ki şehrin incecik yağmuru altında kemikleri sızlayıncaya
kadar ıslanıp acı çekiyorlar. Bir döneme damgasını vuran değerli kişiler hatıra dünyasından çıkarak
hikâyelerin konuğu olurlar. Koltuğunun altındaki dosyalarla Adliye Sarayı'na giden Necip Fazıl, elindeki
ağır filelerle yokuşu tırmanan Nurettin Topçu, bilge terzi Mehmed Sait Çekmegil ve Fikir Yayınları'nın
sahibi Nihat Armağan Neresinden bakılırsa bakılsın hikâyelerin toplamı aynı zamanda bir dönem
panoraması da çiziyor. |