Kitap Tanıtımı |
Büyük fotoğraf ustası, fotoğraf emekçisi Ara Güler'in emek ve alınteri üzerine çektiği emsalsiz fotoğraflarını 2008 yılında kitaplaştırmıştık. İstanbul'da ticaret ile işin emeğin içiçe geçtiği bu görsel başyapıt, çok kısa bir süre içinde tükendi. İnsanlar gerçek sanat ve sanatçıya verdikleri değeri, bir yetenek karşısında duydukları büyük coşkuyu bu yapıta gösterdikleri ilgiyle ortaya koydular. "İstanbul'da Alınteri" adlı kitabın mevcudunun kalmaması ona olan talebi hiç azaltmadı. Birçok insan ve meraklı bizi arayarak bu kitabı yeniden basma konusunda bizleri teşvik ettiler. Biz de bu çalışmanın hayata geçmesinde büyük pay sahibi olan Fahri Özdemir Bey ile birlikte kitabın ikinci baskısını sizlere ulaştırma onuruna erişiyoruz.
İkinci baskıya yazılacak önsözde, sanırım, ilk baskıdaki cümleleri tekrarlamak, bu önsözde dönüştürüyor. Bu fotoğraflar, geçmişten kopmadan, nereden glediğini unutmadan, kimliğini yitirmeden, geleceğe ve daha iyiye yelken açmanın gerekliliğini koyuveriyor önümüze.
Güler, yaşadığı döneme tanık objektifiyle İstanbul sokaklarında bu kez alınteri'ni resm eder. Bu öyle bir alınteri ki; aktığı o alında yüzyıllık çizgiler bırakır. Derin, belirgin uzun. İşte o derinlik, belirginlik ve uzunluk içinde, evine ekmek götürmenin, hayatla baş etmenin gururunu yaşayan insan suretleri yansır objektiflere.
Ara Güler'in fotoğrafları, o fotoğraflardaki yüzler, bakışlar, sokaklar ve sosyal doku, aynı zamanda ülkemizin ve sosyal gelişmemizin de tarihidir. Hem de öyle bir tarih ki, canlı, renkli ve siyah beyaz...
Görsellikle bilgi edinme ve iletişim günümüzde hala en hızlı, en etkili ve en aracısız yoldur. Fotoğraf, tarihi anlatma ve onu gelecek kuşaklara taşıma işlevinin yanı sıra, sanatı da ihtiva eder. Bunu; "İstanbul'da Alınteri" fotoğrafları bir kez daha kanıtlıyor.
Elinizdeki çalışma İstanbul'un kültürel zenginliğinin yanısıra, iş hayatına siyah beyaz günlerden bugüne tutulmuş bir ayna olacaktır. Hem de bir büyük ustanın Ara Güler'in aynasından.
Bir şehri, bir tarihi ve "İstanbul'da Alınteri"ni Ara Güler'in objektifinden okumanın keyfi ve ayrıcalığı için Ara Güler ve bu projeyi bize kazandıran Kırmızı Yayıncılık'ta emeği geçen herkese teşekkür ederim.
-Bülent Kaytaz (Genel Müdür)-
Bütün şehirler böyledir ya, büyük, ana şehirlerde, nüfusun yabana atılamayacak bir bölümünün meslek hanesine şu tanı, tanım yazılabilir: Başının çaresine bakar.
İstanbul, megapolis, bu insanların yeryüzündeki merkezlerinin başında geliyor. Yerleşik ekonomik düzenin terimlerine, uluslararası ölçütlenen örgütlerinin kıstaslarına göre, çok sayıda insan açlık sınırının altında ya da eşiğindedir burada. Oysa, hiçbiri, tamıtamına o koşula yenilmez. Din, gelenek deposu, cemaat davranışları kuralı çözer: Kimileri yardım, dayanışma yoluyla, kimileriyle akla gelmeyecek, zor gelecek çözümler üreterek geçim çarkını döndürür. Sanayi, ticaret ülkenin toplardamarını oluşturacak boyutta gelişmiş, büyümüştür İstanbul,'da; uçsuz bucaksız varlığı olanların, varlıkların, hali vakti yerinde yaşayanların (bu deyiş biçimi de bizim dilimize özgüdür), orta halli hemşerilerin işaretleri, izleri okunur pek çok mahallede. Yanıbaşlarından, bu tabakaların derkenarında başlar başının çaresine bakanların coğragyası. Küçük meslekler, ufarak uğraşlar, geçici yan işler, yaratılmış kaynaklar kol gezer orada. Aralarında gezinen objektif, yılların içine yayılan, yaygın adı Hayat Kavgası olarak bellenmiş bu geniş ve derin katmanlardan enstantaneler seçer, uzağımızda kalsın istediğimiz bir devranın izlerini toplar ve onları bize mıhlar. |