Kitap Tanıtımı |
Türkiye işçi sınıfının mücadelesinin yükseldiği günlerdeyiz. Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik kriz giderek daha da derinleşiyor. Geçmiş yıllarda düşük ücretlerini ancak fazla mesaiye kalarak aldıkları ek parayla artıran ve kredi kartlarına yüklenen işçiler, bugün başkaldırıyor. Farklı etnik köken, inanç ve siyasal görüşten işçiler, oturdukları minder tutuştuğundan, ayağa kalkıyor ve Türkiye işçi sınıfı tarihine önemli bir mücadele sayfası ekliyor. Diğer taraftan bu mücadeleyi bölmeye ve geriletmeye yönelik bölücülük faaliyeti artmış durumda. Emperyalizm ve ülkemizdeki uzantıları, Kemalist devrimin kazanımlarına yönelik saldırılarında başarılı olabilmek amacıyla, işçi sınıfını etnik kökenlere göre bölmeye çalışıyor. Bu oyun, Osmanlı Devleti'nin son yıllarında da oynanmıştı. Rum ve Ermeni işçilerin büyük bölümü, emperyalist güçlerin teşvik ve desteğinden yararlanan ayrılıkçı ve bölücü örgütlenmeleri tercih etmişler, işçi sınıfının ortak mücadelesini reddetmişlerdi. Günümüzde de, yine emperyalistlerin girişimleriyle, işçi sınıfını etnik temelde bölme çabaları yoğunlaşıyor. Ne yazık ki, 1990-1995 döneminde kamu çalışanları sendikalarını kuran ve 1995 yılında KESK'i oluşturan örgütlerin bazıları, bu oyunlara alet olabiliyor. Bu tavır da, bir dönem işçi sınıfı mücadelesine büyük katkılarda bulunan KESK'i günümüzde etkisiz bir konuma itiyor. Bu kitapta derlenen yazılar, bir taraftan işçi sınıfı mücadelesindeki gelişmeleri, diğer taraftan emperyalistlerin bölücülük girişimleri ve bu süreçte KESK ve bazı sendikaların yanlış tavırlarını hatırlatmayı, günümüz koşullarında bu konuların yeniden değerlendirilmesini sağlamayı amaçlamaktadır. |