Kitap Tanıtımı |
Bu kitapta kadınları anlatılan İran köyünde uzun yıllar incelemelerde bulunan değerli antropolog Erika Friedl, alışılagelmiş bir alan çalışması yerine, nerdeyse edebiyat eseri diyebileceğimiz, eleştirmenlerin "Büyüleyici", diye nitelendirdikleri birbiri içine geçmiş on iki öykü ile çıkıyor okurun karşısına. Yazar, İran kadınını konuşturuyor. Onlar anlatıyor, Friedl yazıyor:
"Geçen gün bir devrim muhafızı, bir yabancı, daha önce hiç görmediğim, üstelik de genç biri, sokağın orta yerinde nerdeyse evimin kapısında çevirdi beni ve başörtümü düzeltmemi emretti, saçım görünüyormuş. Tam karşısına dimdik dikildim, gözlerinin içine baktım ve dedim ki: `Yabancı bir kadına bakmaya utanmıyor musun? Sen saygıdeğer dulların peşinden koşacağına kendine bir eş bul!` Bizim ülkemiz o kadar özgür bir ülkedir ki Abbas gibi bir cani bile kadınları taciz edebilir, üniforma giymiş bacak kadar oğlanlar kadınlara kafa tutabilir."
(İran`da) "Ancak ölü bir kadın özgür bir kadındır." |