Kitap Tanıtımı |
İçinde yaşadığımız çağ bilginin merkeze alındığı; "bilgi", "bilişim" ve "enformasyon" çağı olarak tanımlanmaktadır. Sanayi toplumlarının enformasyon toplumuna evirilmesi ile birlikte, bilginin en değerli "şey" haline geldiği bu çağda, bilginin üretimi ve dolaşıma girmesinde kitle iletişim araçlarının etkisi büyüktür. Temel görevi bilgilendirme ve haber verme olan kitle iletişim araçlarının bu görevini yerine getirirken; bireyler/toplumlar üzerinde farkındalık meydana getirdiği, tutum ve davranış değişikliklerine yol açtığı, var olan kanaatleri etkileme ya da yeni kanaatler oluşturma gibi bir takım güçlü etkiler bıraktığı bilinmektedir.
Yasama, yürütme ve yargı erklerinden sonra dördüncü kuvvet olarak tanımlanan medyanın demokratik sistemlerdeki rolü göz ardı edilemez. Kamusal bir görev ifa eden medya; hükümeti, siyasi partileri, kamu kurum ve kuruluşlarını, şirketleri, sivil toplum kuruluşlarını, vs. kamu adına denetleme ve eleştirme yetkisini de elinde bulundurmaktadır. Gündem belirleme ve kamuoyunu oluşturma gücü sayesinde toplum üzerinde etki kuran medya, iktidarlar tarafından ideolojik bir aygıt olarak kullanılmaktadır.
TEMEL DEĞERLERE SAHİP OLMAK, BAĞLI KALMAK,
İNANMAK VE SÜRDÜREBİLMEK AŞK'INA!.. |