Kitap Tanıtımı |
Aklımızdan geçirdiğimiz biri, tam o anda telefonla aradığında neden bazıları bunu telepatiye bağlıyor? Aklı başında insanlar bile neden tahtaya vuruyor, neme lazım diyerek merdivenlerin altından geçmiyor. Kendilerine ne kadar aksi kanıtlar sunulsa bile çoğu insan neden bazı inanışlarından vazgeçemiyor?
İnsanoğlu kendini daha iyi hissettiren şeylere inanmak üzere evrimleşmiş olabilir mi? Beyinlerimiz, olayların nedenini bize açıklayacak hikâyeler uydurmak üzere doğuştan programlanmış olabilir mi?
Akıl hastalarının inanışları bize bu konuda ışık tutabilir mi?
Biz insanlar kendi kendini hiptonize edebilen oto-hipnotik yaratıklar mıyız?
Kurtadamlar, vampirler neden bu kadar popüler?
Ünlü evrim biyologu, İngiliz Kraliyet Bilim Cemiyeti üyesi Lewis Wolpert, İnanılmaza İnanmak adlı bu kitabında inanışların, bebekler, çocuklar, yetişkinler ve hayvanlardaki psikolojik temellerini sorgularken, olası evrimsel kökenlerini araştırıyor. Alternatif tıp, paranormal, din, tehlike ve ahlak gibi alanlardaki inanışların ortak evrimsel kökenlere dayanabileceğine dair kanıtları okurlara sunuyor.
Din ile bilim arasında sürpriz bir kuramla yeni bir köprü kuruyor.
Birçok insanın bilimsel açıklamalar yerine mistik açıklamaları neden tercih ettiğini öğrenmek istiyorsanız bu kitap tam size göre New Scientist
İnanma ihtiyacımızın kaynağına dair harika ve ikna edici bir arayış. Sunday Times
Wolpert bilimin tutkulu bir savunucusu olduğu halde dinin de yararları olabileceğini söylüyor. Wolpert, bilim ve inanç arasında, normalde bizden beklendiği gibi iki çatışan taraftan birini tutmamızı istemek yerine, ikisi için daha yararlı bir birliktelik öneriyor. The Times |