Kitap Tanıtımı |
Günümüzden yaklaşık 3 bin yıl öncesini inceleyen Klasik Filoloji'nin çalışma kaynağı olan Eski Yunanca - Latince metinler, kültürel ve siyasi olarak birçok bilgiyi içermekte, bulunduğumuz coğrafyada halkların iç içe nasıl eşsiz ve oldukça zengin bir tarihe sahip olduğunu belgelemektedir. Bu bakımdan bugün bu metinleri olabildiğince aslına sadık çevirmek, hatta her birinin sözlükçesini çıkarmak, hem geçmişin tarih, kültür ve dil gelişiminin evrelerini tanımayı, hem eski doğudan gelen, hem de sonraki dönemlerde çağdaş batı dilleri ve kültürü üzerindeki etkilerini izlemeyi mümkün kılmaktadır. Ezgisel şiirlerin birbirine eklenmesiyle kurgulanan ve klasik çağda ünlenen bu destanların, yitip gitmemesinde öncelikle sözlü aktarımın etkisi vardı. Buna destek niteliğinde, İlyada ve Odysseia metninde önemli işlerin ve kahramanlarının iyi ün, kötü ün şeklinde gelecek kuşaklar tarafından bilinmesine, böylece tanrısal ve ata işlerinin unutulmamasına önem verildiğini gösteren, ayrıca olayların ezgisel şiir, şarkı şeklinde sözle anlatıldığına, bunu yaparken tanrılardan da esin ve güç dilenildiğine dair net pasajlar bulunmaktadır.
Homeros:) "Evleri Olympos'ta olan ey Musalar, söyleyin şimdi bana,
çünkü sizler tanrıçasınız, daima varsınız, her şeyi de bilirsiniz,
bizler ise bu şekilde, söylenenleri duyarız, bir şey bilmeyiz.
Söyleyin Danaosların liderleri, komutanları kimlerdi.
Erlerden söz etmeyeceğim ne de isimlerini dile getireceğim,
Olymposlu Musalar, kalkanlı Zeus'un kızları,
İlion'a gelenleri eğer anımsatmazsanız,
on dilim, on da ağzım olsa yapamam,
kısılmayan bir sesim, içimde tunçtan bir yüreğim olsa bile."
( İl. II, 484-493) |