Kitap Tanıtımı |
Birden fermuarını çözdü, pantalonunu aşağıya indirdi. Sonra da külodunu çıkarttı. Beni nasıl aşalıyaağını biliyordu, ama öfkesini kontrol edemiyordu da: "Hadi gel, gir içime, hadi hakkındır, beni evine aldın ya, beni o soğuk sokaklardan kurtarıp getirdinya buraya, gir içime hadi..." diye bağırmaya başladı... Karanlık yerimin bu denli zorlanması öfkeden deliye döndürmüştü beni. Ona tam, "yeter artık, yeter, bitir bu oyunu" diye bağırırken, cinsel organının çevresinde, kasıklarında, karnının altında derin sigara yanıklarını fark ettim... İşte o anda öfkem gülünç ve acınası... O ise, adeta acıyla kıvranarak ve soluk soluğa, kendiyle konuşmaya devam ediyordu. "Gir içime, ama sigara söndürme oramda, duyarlı yazarsın ya içime gir, hadi..." Yıllardır biriktirdikleri dökülüyor ağzından. Sesi kesildi öylece kalakaldı bir süre...
Yavaşça kuluna girdim. Yatağına kadar götürdüm. Hatırladığı her şey onu bitkin düşürmüştü. Pijamasını giydirdim. Üzerini örttüm, gözyaşlarını sildim... "Hadi içime gir, içime girmiyosan, gömleklerini ütülerim, bulaşıklarını yıkarım istersen," diyen dudaklarını susturdum. Yüzünü hiçbir zaman unutmamak için ona bütün benliğimle, ruhumla baktım. Sevdiğim kadınlara verdiğim bütün o "az zarar"lar onun yüzünde kaskatı, tesellisi imkansız bir acıya, acının gerçek, sahici imgesine dönüşmüştü. Eğildim ve o acıyı öptüm, dudaklarım parçalansın, bu acı beni ne yapacaksa yapsın ve ben artık böyle kalmalıyım, diye öptüm... |