Kitap Tanıtımı |
ÂL-İ İMRAN SURESİ 98-112. AYET-İ KERİMELERİNİN HER ASRA BAHUSUS BU ASRA BAKAN VECH-İ İCAZI
Cenab-ı Hakkın tevfik ve inayetiyle kaleme aldığımız bu eser, Al-i İmran Sûresinin 98-112. ayet-i kerimelerinin bu asra bakan vech-i icazını, ulema, fukaha, müfessirin, ehl-i kelam ve akide imamlarının ilmi delil, hüccet ve itikadları muvacehesinde tefsir ve izah etmektedir.
Kuran, ezelden gelip ebede giden bir Kitab-ı Muciz olduğun-dan yaş ve kuru her şey ve her hadise ya sarahaten, ya işa-reten, ya remzen, ya imaen içinde bulunmaktadır. O halde tefsir ve izahını yaptığımız bu ayet-i kerimelerin, asrımıza na-zar etmemesi ve hatta bu dehşetli deccaliyet asrında, Kuran ve Müslümanlar aleyhinde tertiblenen fitne ve entrikalara daha hususiyetle bakmaması mümkün değildir.
Keza bu eserimiz, bu zamanda tebdil, tağyir ve tahrif edilen Şeair-i İslamın ihya ve ikamesi hususunda bütün Müslümanlara hususan umera ve ulemaya vazifelerini ihtar etmektedir. Zira Kuranın cihanşümul ahkâmı ve kanunları, bütün beşerin dünya ve ahiret saadetini hedef ittihaz etmiştir. Nev-i beşer, ya Kuran-ı Mucizul-Beyanı ilmi, ameli ve edebi sahalarda hayata hâkim kılmakla aziz olup saadet-i dareyne nail olacak, ya da saadetbahş olan Kuranın ahkâmından iraz etmekle dünyada zillet ve meskenete, ahirette ise azab-ı elime düçar olacaktır.
Keza bu eserimizde iki yüz elli seneden beri gizli bir zındıka komitesi tarafından Kuran ve Müslümanlar aleyhinde tertiplenip zaman ve zemini geldikçe tatbikat sahasına konan entrika, plan ve oyunlardan bahsedilmiş, bu mesele tarihi vakalarla da teyid edilmiştir. Bu eserimiz, bu noktada bütün Müslümanların o gizli zındıka komitesinin, planlarına karşı müteyakkız olup onların oyununa gelmemeleri ve onlara alet olmamaları hususunda bir ikaz ve ihtar vazifesini yapmaktadır.
Keza bu eserimiz; Cenab-ı Hak, Ey Müslümanlar! Hep beraber topyekün Hablullahil-Metin olan Kurana sarılın. mealindeki ferman-ı kudsisi ile bütün Müslümanların yekvücud halinde, her türlü beşeri efkâr ve cereyanlardan arî ve beri olarak, doğrudan doğruya Kuran ve Sünnet etrafında toplanmalarını onlara emretmekte, böylece her türlü ihtilaf ve tefrikadan kurtulup saadet-i dareyne nail olacaklarını dile getirmektedir.
Bin dört yüz seneden beri anane-i İslamiye nasıl gelmiş ve İslamın desatir ve esasatı Kitap, Sünnet, İcma-ı Ümmet ve Kıyas-ı Fukaha ile bugüne kadar nasıl muhafaza edilmiş ise, yine bu inanç ve itikadı muhafaza etmek lüzumunu ve bu cadde-i kübradan ayrılmamak lazım geldiğini bütün Müslümanlara ihtar etmektir. Bu meyanda bu çalışmamız, sadece tebliğden ibarettir. Herhangi bir şahıs veya cemaat veya cemiyet muhatabımız değildir. Gayemiz, siyasi bir hava estirmek de değildir. Bütün zamanlara hitab eden bu ayet-i kerimelerin, hususan asrımıza doğrudan doğruya nasıl baktığını, manalarının mucize gibi nasıl çıktığını nazara vermek suretiyle icaz-ı Kuranı izhar etmekle Kuranın hak kelamullah olduğunun bir delilini serdetmektir.
Say u gayret bizden, tevfîk ve hidâyet Cenâb-ı Erhamürrâhimîndendir.
Yahyâ ZEKERİYÂGİL |