Kitap Tanıtımı |
Belo - Ostrov, 19 Ocak 1920
Ah parlak rüya! Ah yakıcı inanç! Ah Matuşka Rossiya, Devrim`in acıları içinde yeniden doğdum, Devrim`le çekişme ve nefretten arındın, kurtuluşun bütün insanlığı kucakladı. Rusyam, kendimi sana adayacağım!
...
17 Mart 1921
On gün ve gece boyunca aralıksız devam eden top sesleri bu sabah aniden kesildi. Petrograd`ın üstüne, bir gece önceki susmayan silah seslerinden daha ürkünç bir sessizlik çöktü. Hepimiz merak içindeydik, ama ne olup bittiğini öğrenmek imkansızdır. Akşaa doğru, bu gerginlik sessiz bir korkuya dönüştü. On bin ölü veren Kronştadt zapt edilmiş, kent kant edilmiş, kent kan gölüne dönmüştü. Yıkılmıştık. Çökmüş bir vaziyette oturarak, gözlerimi geceye diktim. Petrograd, siyah kefen içinde korkunç bir ceset gibi asıl duruyor, sokak lambaları, bu cesedin baş ve ayak uçlarında yanan mumlar gibi solgun sarı ışılarıyla titreşiyordu.
...
1 Aralık 1921
Trendeyim. Rüyalarım yok olmuş, inancım yıkılmış, yüreğim sanki bir taş! Matuşka Rossiya binlerce yarayla kanıyor, toprağına ölüler saçılmış. Donmuş tren penceresindeki parmaklığı kavradım ve hıçkırıklarımı bastırmak için dişlerimi sıktım.
...
Saint-Tropez 1931
Hayatım. En yüce doruklarına tırmandığım gibi, en derin dehlizlerine de indim. Amansız acılarıyla yoğruldum, gürül gürül akan neşesiyle coştum. Kah en koyu umutsuzluklara, kah en ateşli umutlara kapıldım. Hayatımı dolu dizgin yaşadım.
Kök salıp, ardından ıstırapla topraktan sökülmek yerine, son yudumuna kadar içip kadehi yere çalmak gerek. |