Kitap Tanıtımı |
Doksan yedi yaşındaki babasının olağanüstü dinçliğinden etkilenen, hatta zaman zaman buna içerleyen David Shields, insan bedeninin doğumdan ölüme geçirdiği kaçınılmaz değişimi kendi ailesinin trajikomik hikâyesiyle harmanlamış. Bu girişiminin sonunda da ortaya kişisel boyutta ölümlülükle yüzleşmeye götüren, öte yandan da hayatın dinamizmini mükemmel bir denge içinde yansıtan bir eser çıkmış.
Shields konuya doğum ve çocuklukla ilgili gerçeklerle giriyor. Ergenlik, yetişkinlik, olgunluk ve yaşlılık evrelerinin merak uyandıran biyolojik ayrıntılarını sayıp dökerken, o acımasız gerçeklerin arasına ustaca serpiştirdiği kadim eserlerden tutun da Sigmund Freud´dan Woody Allen´a kadar edebiyat, felsefe ve popüler kültürden yaptığı alıntılarla bireyin olmasa da insanlığın kalıcılığına ve benzersizliğine işaret ediyor.
Sarsıcı, düşündürücü ve ince bir mizahla yüklü öğeler kusursuz bir bütün oluştururken, bu modern ve akıcı üslubun derinliği kitap biter bitmez hissediliyor.
´Bu kitap beni en başından sardı. Son derece çekici, çoğunlukla muhteşem. Bayıldım. Keşke ben yazmış olsaydım.´
-Lauren Slater- |