Kitap Tanıtımı |
SELAHADDİN EYYUBİ VE HAÇLILAR Selahaddin Eyyubi ve Haçlılar, Doğu'dan Batı'ya yayılan bir güç mücadelesinin ve Müslüman gücünün büyümesinin ve yükselişinin anlatıldığı muhteşem bir eserdir. Harold Lamb çeşitli anılardan, kaynaklardan, tarih anlatıcılarından ve dönemin şahitlerinden derlediği bilgileri gerçek olaylar üzerinden, kendi anlatım gücünü de kullanarak önemli bir tarihi roman ortaya çıkarmıştır. Harold Lamb, yer yer Müslüman anlatıcıların kaynaklarından ve gözlemlerinden faydalanıp, onların anlatımlarına yer verse de Haçlı Seferlerini çoğunlukla Hristiyan bakış açısıyla yazmıştır. Elinizdeki bu kitap Kudüs'ün Hristiyanların elinde olduğu ve huzur içinde yaşadıkları savaşsız dönemden başlayıp, Kudüs'ün Müslümanların eline geçmesiyle devam eder ve sonrasında Müslüman güçlerinin tamamen yükselişi ve Kudüs'ün artık bir Müslüman toprağı olmasının kabul edilmesiyle son bulur. İslam dünyası ve Müslümanlara dair gözlemler ve anlatımlar Hristiyan gözüyle anlatılmış ve önemli bir kültürel analiz sonucunda oluşturulan bilgiler okuyucuya aktarılmıştır. Bu bilgilerin sentezi ve yorumlanması okuyucuya bırakılmıştır. Selahaddin Eyyubi ve Haçlı Seferleri, bu önemli asker etrafında şekillenir ve o öldükten sonra bile yarattığı etkilerin devam ettiğini görmek, onun başarısının üstüne hiç bir Hristiyan gücünün çıkamadığını görmek hiç de zor değildir. Hristiyan dünyasından da Conrad'dan, Bohemound'a, Innocenius'a Aslan Yürek Richard'a ve daha birçok önemli karaktere yer veren bu kitap, Haçlı Seferleri'nin Hristiyan tarafını da tanımamıza ve olayları daha net bir şekilde anlamamıza katkı sağlamaktadır. DEMİR ADAMLAR VE AZİZLER Kudüs'e gitmek ya da gidenlere yardım etmek için, hayret verici bir tutku, zengini de, fakiri de, erkeği de, kadını da, din adamlarını da, köylüleri de sardı. Kocalar sevgili eşlerinden ayrılmaya hazırdılar; kadınlar ise? her ne kadar gözyaşları içinde de olsa? çocuklarını geride bırakıp kocalarını izleme eğilimindeydiler. Bu zamana dek muazzam değerde olan araziler, çok düşük fiyatlara satıldı ve herkes kâfirlere karşı Tanrı'nın intikamını almak için silahlar edindi. Hırsızlar, korsanlar, pek çok farklı suçu işlemiş olanlar kutsandılar ve sefaletlerinin uçurumundan döndüler. Böylece Papa, kâfirlere karşı silah kullanabilecek durumda olanları cesaretlendirdi. Muazzam gücünün faziletiyle onları, haçı taktıkları andan itibaren önceki günahlarından tamamen arındırdı. Urban başarmıştı. Sefer başlıyordu. Altın Papa, duyulmamış bir güç istiyordu. Kılıcını kuşanmıştı ve şimdi onu kendi yararına kullanıyordu. O artık sadece hizmetkârların hizmetkârı, danışman değil, ayrıca Hristiyanlık ordusunun önderiydi. O bir kraldan çok daha öteydi... Büyük Haçlı Seferi, kendiliğinden gerçekleşti. Urban'ın çağırdığı adamlar, kendi arzularıyla haça koştular. Avrupa'nın bütün farklı ırklarından geliyorlardı ve bambaşka liderler altında ilerlediler. Urban onları çağırdı, ama onlara önderlik etmedi. Asker kalabalığı antik yollardan tozlar kaldırarak doğuya doğru ilerliyordu. Büyük Haçlı Seferi'nin hikâyesi kısaca böyledir. Bu sefer Kudüs'ün ele geçirilmesiyle değil, Haçlı ruhunun kaybedilmesiyle sona ermiştir. Bir daha asla böyle bir Haçlı seferi yapılmadı.(Tanıtım Bülteninden)) |