Kitap Tanıtımı |
İstanbul'dan kaçarak, tüm seslere kendini kapayıp hiçbir şey duymaz işitmez olduğu bir gün "o" konuşmaya başlamıştı, kulağına... Gördüklerinin ve yaşadıklarının ötesinde bir şeylerden, daha önce hiç duymadığı şarkılardan bahsetmişti.
Ona; insanın dilediği gibi bir hayat sürmesinin kendi ellerinde olduğunu, sınırlarımızın ellerimizin ya da gözlerimizin uzandığı yerlerde sona ermediğini öğretmişti.
Tıpkı bir melek kanatları takmış gibi bizim de her türlü korku ve kuşkudan uzak, mutlu yaşayıp, huzurla uyuyabileceğimizi öğretmişti.
Işık... umut... İnsanı yeniden ayağa kaldıran, iliklerine kadar titreten bir coşku bu.
Şimdi kendimizden bir mucize yaratma zamanı.
Şimdi; kanatlanıp hayallerimize uçma zamanı.
Çünkü Gümüşlük Meleği O'na; hayallerinin peşinden koşanlara Tanrı'nın eşlik ettiğini söyledi. |