Kitap Tanıtımı |
Bedensiz bir gölgeden hem kaçan hem de onu yaşatan, çocukluğu çalınmış bir adam. Yaralı bir bilinçle, bilinçaltındaki sızılarıyla gidebileceği bir yer arıyor. Uyanıkken düş görülmeyen, gölgesiz, dünsüz bir yer...
Düş... gerçek... bulantı... ve bir belirip bir yok olan acımasız bir bölge. İnsan yeni bir yaşama başlamaya karar verirse yaralarını nerede bırakmalı?.. Ya o yaraları sırtlayıp peşinden gelen bir gölgeden nasıl saklanmalı?.. Nasıl?..
"...Anılar labirentinde kaçamak yaptığım kuytularda konaklayacağım kaybolmak pahasına. Eskimiş kahkahalara hüzünden birer gülümseyiş biçeceğim. Yitirilmiş mutlulukların kırıntılarını bulursam eğer, cebimde biriktireceğim. Karanlık, anne şefkatiyle örtecek hatalarımı, utançlarımı, sıkıntılarımı ve harmanlayacak yaşama, kaybolup gitsinler diye. Uykuya dalacağım, derin bir denizin dibine doğru gözlerim açıkken yavaşça iner gibi. Geçmiş yaşamların içine düşeceğim. Onu düşüneceğim. Sadece onu."
(Arka Kapak) |