Kitap Tanıtımı |
ÖNSÖZÜMÜZ
Muhterem okuyucularım, Aziz Müslümanlar!
Himmetleri Varolsun birçok münevver din adamlarımız bu memleketin yarım asra yaklaşan dini ilimlerdeki aksayan ve gerileyen bilgileri telâfi etmek için bir çok faydalı eserleri telif ve terceme ederek tarihi boyunca Allah'ına, Resulüne ve vatanına devletine kalben bağlı ulan müstakbel ve dindar Türk gençliğinin hizmetine vermiş bulunmaktadır. Şu nokta iyice bilinmeliki Allah'sız ve imansız bir kütle hiç bir zaman payidar olamaz. Vatanın yükselmesi, yaşaması ve payidar olması ancak sağlam bir akide kalpte yaşatılan kuvvetli bir iman ve Al¬lah a skiyle mümkün olur.
Bilhassa dinimizin getirdiği İlahi kanunlar ve hükümler, yalnız müslümanlar için değil bütün dünya için bir nur ve rahmet olmuştur. Bilhassa Türkler bu dine bütün varlıklarıyla sarıldıklarından ve ahkâmını amel ettiklerinden dolayı vatan tesis etmişler ve büyük bir imparatorluk ve medeniyet kurmuşlardır.
Resulüllah efendimizin hayırlı ümmetlerinden ve en başta gelen fedakâr bir kütle olmuşlardır. Şu cihet açıkça biliniyor ki İslâmiyet çalışmayı emreder, İslâmiyet güzel ahlâkı emreder, İslâmiyet ataleti, tenbelliği, manasız ham taassubu red eder. İslâmiyet dünya ve ahiret huzuru ve Mutluluğunu temin eder. İslâmiyet tecavüzü (yerine göre) red eder, İslâmiyet barışı sever, İslâmiyet her türlü ilim ve fende ilerlemeyi emreder, İslâmiyet bidat ve hurafeleri kabul etmez, İslâmiyet zulüm ve zorbalığı şiddetle red eder. İslâm'da adalet ve hukuk vardır, İslâm'da kölelik yoktur.
Bütün bunlardan anladığımıza göre İslâmiyet dört başı mamur bir dindir. İşte bu zayıf ve naçiz arkadaşınız da içleri imanla dolu memleket çocuklarının hizmetine İslâm'ın en büyük mutasavvıflarından Şeyh Mühiddin-i bin Arabinin Müellefatımdan olan Fütuhatı Mekkiyeyi terceme edip sunmakla şeref duyar.
Muhterem okuyucularım! Sizlere sunduğumuz bu eser hakkında biraz bilgi verelim. Bu muhterem zatın hayat hikâyesini tafsilatiyle kitabımızın sonunda bulacaksınız. Kendisi İspanya kıtasının Endülüs'ünde dünyaya gelmiş hicaz Araplarımın en Asil bir ailesine intisabı vardır. Bu Aile cömertliğiyle, söz ve ahitleriyle, şairliğiyle ün almış bir aile idi. Abbasi Devletinin kurulmasıyla Şam Emeviye devletinin yıkılması takibata uğrayanlardan bazı kütleler, mağribe iltica ederek oradan İspanya'ya geçmişler Endülüs Emeviye devletini kurmuşlardı.
Tarık bin Zeyyad, Musa bin Naşir gibi İslâm kahramanları, cebelüttarık boğazını geçtikten sonra gemilerini yakarak maiyyetlerine ya ölüm veya yasamak için mücadele ruhunu alevlendirmiş ve İslâm'ın İspanya'ya tutunup kalmasına ve yayılmasına sebep olmuşlardır.
İşte İslâm fütuhatı İspanya'da genişlemiş Abdürahman Gafiki kumandasındaki İslâm orduları Pireneleri aşarak Fransa'yı dahi tehdit ederek, Puvatya'ya kadar varmışlardır.
İşte bu Muazzam fütuhatı Batı'dan Araplar, Doğudan da Türkler |