Kitap Tanıtımı |
Türk-İran ilişkilerinin sadece "güvenlik" başlığı altında incelenemeyecek derinlik ve hacimde olduğunu düşündürecek çok sayıda neden var. Özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren farklılaşan ve derinleşen ilişkilerdeki iniş çıkışlar her iki ülkenin de kesintisiz sıcak gündemi olageldi. Biri laik öteki İslami mecradan akmış olsa da her ikisinin yolu da cumhuriyete çıkmış genç ve modern iki farklı ideoloji devleti bu nedenle mutlaka birlikte ele alınmalıdır.
Firuze Köprüde Üçüncü Cumhuriyet´te düşünsel eksenden politik kutuplaşmaya kadar İran´daki fikri tartışma ve siyasi çekişme skalasının tüm süreçlerine Türkiye´deki yansımalarıyla birlikte değinilmeye çalışılıyor. İran´da 1979 Şubat´ında gerçekleşmiş İslam devriminin karizmatik önderliğiyle varlık bulan Birinci Cumhuriyet´ten başlayarak Cumhurbaşkanı Hatemi´nin Üçüncü Cumhuriyet dönemine kadar geçen sürede kaleme alınmış değerlendirmeler kitabın muhtevasını oluşturuyor. Buna ilave olarak, Türk-İran ilişkilerinin yakın geçmişine ve İslam Devrimi´ne giden yolda önemli dönemeçlerden sayılabilecek konu başlıklarına da değiniliyor.
(Arka Kapak) |