Kitap Tanıtımı |
Batı düşüncesinin binlerce yıllık felsefe geleneği içinde şekillendiği haliyle "akıl" kavramı, aşağı görülen "ötekiler", yani alt sınıflar, sömürge halkları, kadınlar, hayvanlar ve bir bütün olarak doğa üzerindeki tahakküm ve baskıyla iç içe geçmiştir. Antik Yunan´dan bu yana kadınlık, maddesellik ve insandışı doğa değersiz sayılmış, insani erdem bunların dışında aranmıştır.
Dünyamızın şu gün geldiği durumda aklın, bilimin ve bireyselliğin yeniden tanımlanması gerekiyor; eskisi kadar karşıtlığa ve hiyerarşiye yaslanmayan biçimlerde. Hem insan hem de doğa üzerindeki tahakkümün eleştirisi için ırk, sınıf ve toplumsal cinsiyet çözümlemesine doğayı da katacak bir çerçeveye ihtiyacımız var.
Çünkü, amacının feminist kuramla bağdaşan ve ona dayalı çevreci bir feminizmin gelişmesine katkıda bulunmak olduğunu söyleyen Val Plumwood´un da dediği gibi "Artık bu sadece bir adalet meselesi değil, ölüm kalım meselesidir."
Feminizmin alternatif çözümlemelerinin parlak örneklerini veren bu kitap bizce, feminist ve ekolojik felsefenin klasikleşmeye aday eserlerinden... |