| Kitap Tanıtımı | "
Zaten ruh, geçmişe gömülen, yüze göze sürülen eski tip bir "esanstı", herhalde nostaljik malzemeydi. 
Hesabımıza kitabımıza gelseydi, hiç kuşkusuz yenilmez içilmez, diğer azalarımıza olduğu gibi -meselâ kalp- tez elden ona da fiyat biçilirdi. 
Bazen ruh cisimleşir, vitrine konur veya Bit Pazarı´nda satılırdı. Can çıkmazdı da, ruh çıkardı. 
Bilim masalarında, beden yarıldı  içine bakıldı. Ruhun olmadığına karar kılındı. 
Üstelik haspa, zannedildiğinin aksine pek hafif gramajlıydı. O da çarnaçar "ruhlaştı".
Fakat artık ruhumuz da çağrılmaz oldu, "itibarsızlaştı"..Medyum masalarında mahpuslaştı.
 "Gönül evine", dünya evine bir türlü giremedi. 
Araflarda takılı kaldı. Mesaj, Melek Cebrail´in boynunda asılı kaldı. 
Şeytan aldı da, Tamu´ya  kaçtı. Ah! benim "yoksul yosma ruhum"  değerin kaçtı?"
Hüzeyme Yeşim Koçak, yeni deneme kitabında, kaybedilen değerlerle beraber, "kayıp ruhun" peşine    düşüyor. |