Kitap Tanıtımı |
Sanatçının asıl amacı, kendisinde yaratma dürtüsünü ortaya çıkaran ile aynı duygusal tutumu bizim içimizde uyandırmak, aynı zihinsel takımyıldızını oluşturmaktır. Fakat sanatçının niyeti, neden diğer düşünceler gibi sözcüklerle iletilebilir ve kavranabilir olmasın ki? Büyük sanat eserleri söz konusu olduğunda, belki de psikanaliz uygulanmadan bu asla mümkün olmazdı.“Ünlü psikiyatr Sigmund Freud’un gözünden Musa heykeli ve heykelin çevresinde belirenyorumlar”“Vincoli'deki Aziz Petrus Kilisesine yaptığım ilk ziyaretler sırasında heykelin önüne oturduğumda kendi hayal kırıklığımı hatırlayabiliyorum. Musa’nın biraz sonra ayağa kalkıp Emir Tabletleri’ni yere fırlatacağını ve öfkeyle parlayacağını görmeyi umuyordum. Öyle bir şey gerçekleşmedi. Bunun yerine, bu mermerden figür kafamı daha da allak bullak etti. Hüzünlü bir sessizliğe boğuldum. Burada değişmeden kalacak bir şeyin temsil edildiğini fark etmeye mecbur kaldım. Bu Musa, sonsuza dek öfkesi içine hapsolmuş halde oturmaya devam edecekti.” Freud Tablolar, resimler, şiirler… Sanat ve sanatçı yüzyıllar boyunca “sıradan” insanın hem erişemediği hem de gözünü alamadığı bir ikili olarak dünyaya güzellik ve zarafet katmaktadır. Yorumlanmalarında da çeşitli metotlar kullanılagelmiş, sanat tarihçileri, eleştirmenler arasında da sanatçı ve sanatına dair en doğru çıkarımı yapmak için adeta bir yarış söz konusu olmaktadır. Bu karmaşık düzlemde, pek çok farklı bakış açısından bambaşka yorumlarla nitelendirilmiş olan Musa heykeli, özellikle elindeki Emir Tabletleri çerçevesinde Freud tarafından yorumlanmış ve elinizdeki esere dönüşmüş hâlde. Elinizdeki eserde Freud’un çeşitli eleştirmenlerin yorumlarını da irdeleyerek yaptığı beyin fırtınasına kapılacak, hem psikanalizin hem de sanatın boyutlarıyla ilgili ufuk açıcı bir deneyim yaşayacaksınız… (Tanıtım Bülteninden) ) |