Kitap Tanıtımı |
Kumrunun Gördüğü adlı kitabıyla 2011 Sait Faik Hikâye Armağanını kazanan Ahmet Büke, genç öykücüler arasında farklı bir konuma sahip. İyi tanıdığı insanları, mahalle arasında olup biten günlük olayları yazıyor. Bu çevrelerin dilini, argosunu ustaca kullanıyor. Bunun yanında, özgün, sıra dışı bir öykü dili var Bükenin. Ekmek ve Zeytin, yazarımızın aynı bakış açısıyla yazdığı yeni öykülerin yer aldığı bir kitap. Ancak bu defa Büke öykülerini çok daha geniş bir coğrafyaya açıyor.
Su yoksa, hayat yoksa, aşk da olmaz diyordu. Ben Metine üzülüyordum habire. Bu kız onu üzecekti. İstiyordum ki ben üzüleyim. Metin unutsun Hülyayı, ben seveyim. Çölü değil de evimizin karşısındaki gölü göstereyim ona. Yeşilli, kızıllı dalgaların kıyıya nasıl vurduğunu, böceğin, yılanın nasıl kıvrandığını anlatayım. Sazan çıkar, levrek iner dibe. Sonra bıyıklı, güngörmüş bir balık suyun kabuğundaki sineklere diker gözlerini. Tanrım, der. Suyun öbür yüzü de bu kadar delidolu mu? Hülya istese beni daha çok sever Metinden. Çünkü Metin çöllere dönmüş yüzünü. Benim doğduğum yerde adım atsan su çarpar yüzüne. |