Kitap Tanıtımı |
Nikita da baştan ayağa donmuştu ama ölmemişti. Nikita, kendine getrildiği zaman artık öldüğünü sanıyor, o anda gördüklerinin sanki bu dünyada değil de, öbür dünyada olduğunu düşünüyordu. Kendisini Vasiliy Andreyiç´ten çözüp ayırmaya çalışan köylülerin bağırışlarını duyunca, ilk önce öbür dünyada da köylülerin yine bağırışıp çagırışmalarına, insan vücüdunun yine öyle olmasına şaştı kaldı. Bu durum onu sevindirmek bir yana daha çok üzdü. Nikita iki ay hastanede yattı. Üç ayak parmağını kestiler ama diğer parmakları iyileşti; böylece çalımaya devam edebildi. Hastaneden çıktıktan sonra ilk önce hizmetçi olarak, ihtiyarladığında da kır bekçisi olarak yirmi ıl daha yaşadı. Yaşamının son yılında, istediği gibi evinde, dualar ederek ve bağışlamayı bileyerek öldü. Ölümünden önce karısından kendisini affetmesini istedi ve kendisi de onu bağışladı. Oğlu ve küçük torunlarıyla vedalaştı. Ölümüyle birlikte oğlunu ve gelinini lüzumsuz bir boğazın yükünden kurtardığı için gerçekten sevinç duydu. Artık tamamıyla usandığı bu hayattan, her yıl, her saat biraz daha iyi anlatmaya başladığı ve kendisini daha çok çeken öbür hayata geçeceğine seviniyordu.
Bu gerçek ölümden sonra uyandığı yerin ona iyimi yoksa kötü mü geldiğini, orada hayal kırıklığına mı uğradığını yoksa umduğu şeyi mi bulduğunu, tüm bunları hepimiz zamanı geldiğinde öğreneceğiz. |