Kitap Tanıtımı |
İnsanların kendi dinleri dışındaki dinlerle ilgilenmelerinin tarihi doğuda ve batıda binlerce yıllık bir geçmişe sahip olsa da, modern anlamda bilimsel bir disiplin olarak dinler tarihinin başlangıcı genellikle, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Max Müllerin 18 Şubat 1870 Royal Institutede verdiği ve daha sonra 1873 yılında Introduction to the Science of Religion adıyla yayınlanan konferansı kabul edilir. Bu ve takip eden dönemler boyunca dinler tarihi, teolojinin ve diğer bilim dallarının (Antropoloji, Sosyoloji ve Psikoloji) hakimiyetinden yavaş yavaş kurtulma çabası içinde olmuştur.
Bu kurtulma çabasının bir sonucu olarak da, dinler tarihi kendisini müstakil bir bilim dalı olarak temellendirmeye; kendi problem alanlarını ve bu alanlarla ilgili problemleri ele alırken, söz konusu alanlarla ilgilenen diğer bilim dallarından kendisini ayıracak olan metotlar üzerinde teorik olarak kafa yormaya başlar. Çalışma alanı hakkındaki gittikçe artan bilgi-birikim, din incelemesinde uygulanan tarihsel metodun din olgusunu anlamada içerdiği zafiyetleri gidermeye ve konuyu farklı boyutları içinde anlamaya yönelik yeni yaklaşım tarzlarının ortaya çıkma zeminini oluşturur.
Elinizdeki kitapta yer alan metinlerin her biri, sahasında uzmanı olan kişiler tarafından kaleme alınmış olup, ikinci dünya savaşı sonrası din incelemelerinde var olan ya da yeni ortaya çıkmaya başlayan yaklaşımlar, bu yaklaşımlardaki farklılaşmalar ve bu yaklaşımlar bağlamında dinler tarihi alanında kaleme alınmış olan eserlerin değerlendirmeli bir dökümünü sunmaktadır.
Bu tür bir derlemenin amacı; Türkiyedeki dinler tarihi çalışmalarında yokluğu ciddi olarak hissedilen ve büyük kısmı itibariyle dışımızda gerçekleşen teorik tartışmalar ve yapılan ciddi çalışmalar birikiminden, Türkiyeli dinler tarihi çalışanlarını ve sahaya ilgi duyan entelektüelleri haberdar kılmaktır. |