Kitap Tanıtımı |
ORTA YAŞLI BİR BEY, traş olmak için berbere gitmiş. Berberin koltuğuna oturur oturmaz sormuş:
"Usta söyle bakalım, saçımıza düşen aklar çok mudur, az mıdır?" Berber, umursamaz bir tavırla cevap vermiş:
"Eh işte beyim, şöyle böyle ağarmış amma pek fazla sayılmaz."
Bu cevap, beyin merakını daha da artırmış:
"Yahu, benim yaşım daha kırk bile değil. Ağarmışsa, üç beş tel anca ağarmıştır diye düşünüyordum. Sen ise, şöyle böyle ağarmış dedin. Hele iyice bir bak," demiş.
Berber, yine aynı umursamaz tavırla:
"Yahu beyim, birazdan saçını traş edeceğim. O zaman önüne dökülür, sen de ak mı kara mı, görürsün" demiş.
Türkçe´nin, deyimler yönüyle zengin bir hazineye sahip olduğu şüphesizdir. Hepimiz konuşmalarımızda ve yazılarımızda bu hazineden faydalanırız, ama çoğumuzun, kullandığımız deyimlerin kaynağından habersiz olduğu da bir gerçek. Bunun en önde gelen sebeplerinden biri, bu deyimlerin ilk kullanıldığı durum ve olayların öykülerine ulaşabileceğimiz derli toplu bir çalışmanın hâli hazırda bulunmayışıdır. İşte "Deyimler ve Öyküleri" dizisi bu sahadaki eksikliği gidermek amacıyla hazırlandı. |