Kitap Tanıtımı |
Yunus Emre´yi annemin büyükannesi Bülbül hanımın, beşiğini sallarken bana söylediği Yunus deyişlerinden tanıdım. O gündür bu gündür tatlı birlikteliğim devam ediyor. Herhalde, "yaylalar yaylamaz oldu" diye ağlayan ayrılık aryasını da, bu dünyadan giderken birlikte söyleceğiz.
Yunus Emre, insanoğluna; kurtuluşa, huzura, sevgiye ve birliğe, götüren gücü; koşullar ne olursa olsun, kendi içinde, kendi birikiminde araması gerektiğini şiirsel bir ustalıkla anlatmaya çalışan kişidir.
Bu noktayı yakalayan insan onun deyimiyle söylersek:
Yunus´un önerdiği bu çağdaş insan onun deyimiyle söylersek:
"Yetmiş iki millete bir gözle bakan",
"Yetmiş iki milleti kurban olan",
"Yetmiş iki milleti hak gibi gören"er sahibi bir kişidir artık.
Ama bu ilkeleri kabul etmeyen ve ona göre yaşayanlar da var. Onlar için de Yunus şöyle diyor.
"Yetmiş iki millete bir göz ile bakmayan"
"Şeriat açısından ermiş kabul edilse bile, gerçekte, bir asidir." Böyle biri: Arıklar safında asla imam olamaz. Tanrı katında, hesap vermeleri gerekir.
Oysa Yunus´un sevdiği insanlar:
"Haram eline gelse bile direnip yemeyen"
"Dili de davranışları da acı olmayan"
"Yediği yoksul eti, içtiği kan olmayan"
"Kendini peygamber sanıp halkın başına dert kesilmeyen"
"İçi-dışı bir"
"Ettikleriyle dedikleri aynı"
"Fetvayı, kendi gönlünden alan"
"Yaradılmışı, yaratandan ötürü sevenlerdir."
İşte, Yunus Emre´nin, aydınlatıcı, umut veren dost eli, 2000´li yıllarının eşiğinde kuşku ve hatta korku içinde bekleşen çağımız insanlarına bu duygularla uzanmıştı. Onun bu niteliklerini tanıtmakta ve tanımakta sayısız yararlar var ve Dertli Dolap bunun için yazıldı.
(Arka Kapak) |