Kitap Tanıtımı |
1. Civciv Ailesi Kır Gezisinde
2. Suya Dalan Civciv
3. Civciv Ailesi Yardım Ediyor
4. Eşyasını Kaybeden Civciv
5. Civciv Ailesi Dağılıyor
6. Çimçimi Meyşuy Oluyo
Çocuk kitabı yazmaya onbeş yıl cesaret edemedim çünki, çocuk farklı bir dünya.
Çocuk ruhunu anlamak yetmez, neyi nasıl vereceğimizi de bilmeliydik. Kendimde çocuk kitabı yazacak kapasiteyi göremedim. İnsan, yanlış yapsa bile, yaptığının doğru olduğuna inanarak yapar. İnsanın kendisine güvenerek adım atması gerekir. Eksikliğini farkedincede geri adım atmasını bilmeli.
* * *
Nice geri adımlar vardır ki, insanı ileriye taşır!
* * *
Civciv Ailesini yazma hikâyem.
Çocukluğumda masal dinlemeyi çok severdim. Dedemin anlattığı masallar ruhuma yazılmış, bilinç altı kayt düşmüş. Bunu farkettiğim zaman, yaşım orta yaşa merdiven dayamıştı.
İdam edilen Irak Devlet Başkanı Saddamı çok düşündüm.
O bir zamanlar çocuktu. Onun beş yaşındaki halini hayal ettim, masum, şeytanlık bilmeyen tertemiz bir çocuk. Gülen, oynayan, burnu aktığında koluyla silen, her çocuk gibi çevresinden ilgi bekleyen seven sevilen...
Sonra!
Sonra ne oldu da, bu çocuk büyüdükten sonra bir zalim, bir cani, bir katil oldu? Saddam çocukken, ona merhamet duygularını karektere dönüştürerek kitaplar okutulsa, resimlerle acıklı olaylar anlatılsa, Allah sevgisi ve korkusu da düzeyli bir akışla verilse acaba, Saddam Hüseyin, Halepçede beş bin insanı öldürebilir miydi? O insanlara, özellikle masumlara kıyabilir miydi? Annesinden ayrılan bir çocuğun nasıl acı çektiğini bilebilseydi, biraz büyüdüğünde de babasından ayrılığı...
Kuzey Iraktaki Kürt ve Türkmenistan Türkleri, genciyle, yaşlısıyla, Saddamın bir gecelik acımasız keyfi uğruna öldürülür müydü? Halepçenin bombalandığı gecenin ertesi gününde ve sonrasında, uzun süre kendime gelemedim.
Bir insan!
Hem de insan!
Böylesine bir cinayeti nasıl işlerdi? O bir zamanlar çocuktu ve Bir oyuncak bebeğin boğazını kopar. deseler koparamazdı. En azından ürperirdi... Sonra... Sonra ne oldu da böyle oldu?
Evet, çocuk beş yaşını bitirmeden karekterine insani özellikler yerleştirmeliydi. Gelin görünki, kendimi yetersiz görüyordum. Sonra çocukları gözlemlemeye başladım. Peygamberimiz sallallahu aleyhi vessellemin konuyla ilgili tavırlarını öğrendim, çocuk psikolojisi üzerine kitaplar okudum, psikoloji üzerine dersler gördüm.
Uzun yıllar sonra yazdım Civciv Ailesini.
Bizden yazması, sorumluluk duygusunda olanlar da çocuklara okusunlar ve okutsunlar.
Civciv Ailes kitabını yazmamda, ayrılan çiftlerin birbirine çocuklarını göstermemesi, gece yarısı sokağa atılan kadınlar ve çocuklar da tetikleyici oldu.
Çocukların bilinç altına işlenenler çok etkili oluyor.
Size iki çocuktan örnek vermek istiyorum.
Birinin adı Mehmet. Dört yaşında beni ortalama üç aydır görmemişti. İkinci dereceden yakınım. Üç ay sonra beni gördüğünde ilk söylediği söz şu oldu. Biliyor musun erkekler namaz kılmaz kadınlar kılar. dedi. Anladığınız gibi bu çocuğun annesi namaz kılıyor babası kılmıyordu. Ve çocuk babasını modellediğinden onun namaz kılmadığını fark etmiş, kendisininde kılmaması gerektiğini belkide çoktan beynine kodlamıştı.
İkinci çocuk. Adı Harun. O da üçüncü dereceden akraba çocuğu. 3 yaşında. ona bir masal anlattım. Bir kuş varmış, bir de onun yavrusu. Bir çocuk yavrunun annesini vurmuş kanadı kırılmış. Zavallı kuş bir camın önüne düşmüş. Üşümüş üşümüş. Sonunda donmuuuş. Özetini anlattığım bu masaldan haftalar sonra onunla telefonda konuşmak istedim. Telefona geldiğimde bana ilk sorusu şu oldu: Yavyunun annesi üşümüş mü? Pencerenin önünde mi?
Evet Civciv Ailesi renkli, resimli, kuşe kağıda çizen Demirhan Kadıoğlu. Anaokullarına duyrulur. |