Kitap Tanıtımı |
İlkbahar çiçek açmasını yine de sürdürüyordu. Her gün yeni yapraklar açılıyor, çimenler daha da yeşilleniyordu. Başka hiçbir mevsim Dux´e bu kadar uygun düşmüyordu; otların yayılmasıyla şatonun ağırbaşlılığı örtülüyor, yalnızlığı yumuşuyor gibiydi. Ama Casanova acı bir yıkım duygusundan kendini kurtaramıyordu. Ne arzusuna ne de kendi keyfine göre hareket edememenin tırmanan sinsi öfkesi onu ele geçiriyordu.
Anna´ya, "tutkulu olan yalnız iki dünya vardır. Hapishane dünyası ve zevk dünyası... Birincisinden kaçmalı ve ikincisinin lütfuna hiç duraksamadan teslim olmalı" diyordu.
Gençliğine rağmen Anna onu anlayabiliyordu ama bazen Casanova´nın huzursuzluğundan ürküyordu. Onun doğruyu söylediğini hissediyordu, şatonun yüksek duvarları arasında bunalıyor, bundan kaçmak için ona yaptığı ziyaretleri çoğaltıyordu.
Yıl 1798. Casanova, Bohemya´daki Dux Şatosu´nda ölüyor. Hesapların zamanı, hâlâ aşkın da saati olabilir mi? Hizmetçi Anna ve yaşlı liberten arasında "komedya"nın son sahnesi, gelip geçen yolculuğun son kısmı oynanıyor. Siz buna hazin bir son da diyebilirsiniz... |