Kitap Tanıtımı |
İran`da şiir ve edebiyat geleneğinin İ.Ö. VI.-V. yüzyıllara kadar uzandığını günümüze ulaşan belgeler kanıtlar. Hatta bu gelenek daha da eski tarihlere taşınarak, Zerdüşt dininin kutsal kitabı olan Avesta`nın İran edebiyatının en eski örneklerinden biri olduğu ileri sürülür. Böylesine köklü bir edebiyatın dili olan Farsça`da, XII. yüzyıldan başlayarak Anadolu`dan Hindistan`a kadar birçok halkın ortak kültür dili olmuştur. İran edebiyatının Firdevsi`si, Ömer Hayyam`ı, Sadi`si, Hafız`ı yabancısı olmadığımız adlardır. Türkçe`den Farsça`ya, Farsça`dan Türkçe`ye giren yüzlerce sözcük her iki kültürün arasındaki yakınlığın en önemli kanıtlarını oluşturur. İran`a Batı`dan daha çok yakın olan ve hem İran, hem de Batı ile yakın ilişkiler kuran Türkiye, birçok açıdan olduğu gibi, edebiyat alanında da İran`ı etkilemiş ve bu ülke için bir kapı ve köprü konumunu üstlenmiştir. Bu çalışmada İran`daki toplumsal ve kültürel alanlardaki yenileşme hareketlerine koşut bir biçimde filizlenen modern İran edebiyatı ele alınmış ve bu dönemin en özgün adları (Sadık Hidayet, Füruğ-i Ferruhzad, Sadık Çubek, Bozorg Alevi, Mehdi Ehevan-ı Salis, Celal Al-i Ahmed, Samet Behrengi, Sahrab vb.) ve yapıtları tanıtılmıştır. |