Kitap Tanıtımı |
Eser ve Müellifi.
Bu eserin müellifi olan Şeyh Abdurrahman bin Yusuf, Hicri 800' yıllarında yaşamış Türk - İslam meşayih ve alimlerinden olup Cemaleddin Aksarayi'den yetişmiştir.
Bu eserin aslı, Mevlana Abdülaziz Farisi tarafından Farsça olarak yazılmış olan Umdetü'l-İslam - İslam'ın Temeli» adlı kitaptır. Ebu Hanife mezhebi üzere seksen beş parça muteber kitaptan derlenip (İslam'ın temeli beş şeydir diye buyrulan meşhur hadis-i şerifin ifadesine uygun olarak tertip edilmiştir. Müellif, o zamanlar Anadolu'da yaşayan Müslüman Türkler arasında, fıkıh ve ahlak üzerine Türkçe kitaplar hiç yok denecek derecede bulunmasından üzülerek bu kitabı Türkçeye tercüme etmek istemiştir. Böylece bu « Umdetü'l-İslam) kitabını Farsça dan Türkçeye tercümeye girişen müellif, eseri yeni baştan telif edercesine genişleterek ve kendi tetebbuunun semerelerini de katarak bu «İmadü'l-İslam kitabını meydana getirmiştir. Ayrıca müellif, eserin aslındaki seksen beş parça kitaba kendi araştırmalarının mahsulü olan altmış parça muteber din kitabından gerekli yerlerde mes'eleler ve hadisler ilave ederek eserin tercümesini aslından daha büyük ve önemli bir telif olarak ortaya çıkarmıştır.
Bundan başka müellif, Umdetü'l-İslam) kitabının tertibi üzere (İman, Namaz, Oruç, Zekat ve Hacc) kitapları tamam olduktan sonra buna (Ölüm ve Kabir Halleri Kitabı, Haklar Kitabı, Adab Kitabı ve Ahiret Kitabı) kısımlarını da telif edip ekleyerek esere, Tam ve Mükemmel bir İslam İlmihali bütünlüğünü kazandırmıştır.
Eserin Özellikleri:
Eserin dikkati çeken en önemli özelliği; hemen her paragrafında mehazın zikredilmesidir. Öyle ki, müellif, hiç bir indi tefsire ve boş mülahazaya yer vermemiştir. Böylece din hükümleri, bütün temel bilgileriyle özleştirilmiş ve her fikrin mehazı açıkça belirtilmiş olarak eşsiz bir abide gibi inşa ve tertip edilmiştir.
Ayrıca söylemek gerekir ki, mehaz olarak alınan eserlerin hepsi ,de Ebu Hanife mezhebi üzere yazılmış en güvenilir. eserlerdir, Mehaz 'olarak seçilen bu muteber kitapların sayısının 145 olduğunu söylemek, bu eserin ne büyük bir inceleme ve araştırma mahsulü olduğunu göstermeye yeter.
Diğer taraftan müellifin, zahir ilimlerinde olduğu kadar batın ilimlerinde de marifet sahibi bir tasavvuf ehli oluşu, eserin değerini daha da arttırmaktadır. Bilindiği gibi şeriat, zahir ve batın ilimlerini de tevhid eden bir ilahi müessese olduğu için onu en iyi anlayan ve anlatan kimseler, İmam-ı Gazali, Ebu'lLeys Semerkandi ve diğerleri gibi, iç ve dış ilimlerde mar'ifet sahibi olanlardır. Tam ve gerçek bir tevhid ve tasavvuf bilgisi olmadan şeriatın anlaşılması, anlatılması ve yaşanması da mümkün değildir. İşte bu bakımdan müellifin dış ve iç ilimlerdeki marifeti, eserde yer yer kendini gösteren en önemli özelliklerinden biridir. Öyle ki, bazı yerlerde öz olarak açıklanan ve bazı yerlerde de okuyucunun düşünüp anlamasına bırakılan bu bilgiler, çok ender kitaplarda bulunacak derecede seçkin ve üstündür.
Eserin dil bakımından güzelliği ise ayrı bir üstünlük gösterir. Altı yüz yıl önceki Anadolu halk Türkçesi ile yazılmış olan eserdeki temiz Türkçe'nin güzelliğini, aynen korumaya çalıştık. Bugünkü yazı dilinde birçokları unutulmuş, fakat Anadolu halk ağızlarında hala yaşayan kelimeleri bazı yerlerde aynen alıp yanına parantez içinde bugünkü manasını ekledik. Böylece kitabın aslındaki üslubu korumaya dikkat ettik. Türkçe'nin köklerini araştıran dilcilerimize eserin memleketimiz kütüphanelerinde bulunması muhtemel elyazması nüshalarının daha da faydalı olacağı muhakkaktır.
Bu kitabın sadeleştirmede esas aldığımız taşbasması nüshası, maalesef birçok hattat hataları ile dolu halde idi. Biz, bu hataları, son derece titiz bir dikkatle düzelterek ve aynı zamanda eserin aslındaki dil ve üslup güzelliğini de bozmamaya aynı titizlikle çalışarak Allah'ın yardımı ile tamamlayıp istifadenize sunduk. Fay'dalı olmasını umar, hayırlı olmasını dileriz.
Mehmet Rahmi |