Kitap Tanıtımı |
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ''Nasıl ki mevsimlerin değişmesiyle elbiseler değişir, mizaçlara göre ilaçlar tebeddül eder; öyle de asırlara göre şeriatlar değişir, milletlerin istidadına göre ahkâm tehavvül eder. ÇÜnkü, ahkam-ı şer'iyenin teferruat kısmı ahvâl-i beşeriyeye bakar, ona göre gelir, ilaç olur'' (Sözler, 2011 s. 787) demektedir.
Din için, ''İ'lâ-yı Kelimetullah'' yani Allah'ın adını yüceltmek için farz olan cihad da hakikatini muhafaza etmekle ve kıyamete kadar baki olmakla beraber amacına ve emredilme hikmetine göre büyük cihad ve küçük cihad, maddi ve manevi cihad olarak değişmektedir. Nitekim Yüce ALlah Kur'ân-ı Kerim'de ''Allah yolunda nasıl cihad etmek gerekirse, öyle cihad edin'' (Hac Suresi, 22: 78) emrediyor.
Asrımız, devletlerin ''insan hak ve hürriyetleri''ne önem verdiği, ''din ve vicdan hürriyeti''nin kabul edilerek anayasalara girdiği ve ''hukuk devleti'' kavramının esas alınarak uygulamaya çalışıldığı bir medeni dönemdir. Elbette ''cihad'' kavramı da bu medeni dönemde yerini alacaktır.
Bütün bunların ta asrın başında nazara alarak dikkatimize sunan Bediüzzaman Said NUrsi, medenilerin ''laiklik'' kavramını izah etmek için ele aldığı ''Dinde zorlama yoktur'' (Bakara Suresi, 2:256) ayetini de ''Bu ayet 1350 tarihine mana-yı işari ile parmak basar ve der ki: 'Gerçi o tarihte dini dünyadan tefrik ile dinde ikrah ve icbara ve mücahede-i diniye ile ve din için silahla cihda muarız olan hürriyet-i vicdan, hükümetlerde bir kanun-i esasi ve bir düstur-u siyasi oluyor. Ve hükümet laik cumhuriyete döner. Fakat ona mukabil, manevi bir cihad-ı dini, iman-ı tahkiki kılıcıyla olacaktır. Çünkü dindeki rüşd-ü irşad ve hak ve hakikati gözlere gösterecek derecede beyaz eden bir nur KUr'an'dan çıkacak'' (Şualar, 2009, s 424) şeklinde yorumlayarak Kur'an'ın manevi mücahedesine dikkatleri çekmektedir. |