Kitap Tanıtımı |
Refik sonuna kadar açık olan banyo kapısının eşiğinde dikilip kısa bir süre içeriye göz attı. Olay mahallini görebilmek umuduyla bekleyen Güven ve Erkan, şeflerinin arkasında uysal birer kedi gibiydiler. En sonunda içeriye girip küvete doğru üç adım atan Refik'in ilk sözleri "Vay canına." oldu. Su dolu küvetin içinde sükûnetle yatan cesetle ilgili söylenebilecek ilk şey bir zamanlar güzel bir kadına ait olduğuydu.
Eskişehir'in göbeğindeki Ziya Paşa Caddesi üzerinde bulunan beş katlı Uysal Apartmanı'nın ikinci katındaki dört numaralı dairenin banyosundaki görüntü normal bir insanın midesinin kaldıramayacağı türdendi. Küvetin içinde, sırtı duvar tarafındaki kenarlığa dayalı ıslanıp kurumuş sarı saçları yüzünün bir tarafını tamamen kapatmış, bu da cesede daha ürkütücü bir hava vermişti. Kendilerinden yalnızca birkaç dakika önce banyoya girmiş olan Olay Yeri İnceleme ekibinden iki memur vakit kaybetmeden fotoğraflama ve delil toplama işine girişmişlerdi.
*** Koridordan gelen mırıltılı konuşmaların ardından bir polis memuru kapıda belirdi, "Buyurun, eve ilk ben girdim." Refik "Bulduğunuzda ceset aynen bu şekilde miydi?" diye sordu Mahalle karakolunda görevli devriye ekibinden olan memur "Kapıyı çilingire açtırdıktan sonra tek tek her odaya baktık." dedi "Burası en son baktığımız yerdi ve ceset aynen bu şekildeydi. Hiçbir şeye dokunmadık."
"Güzel. Kızın Theresa adından bir Alman olduğu söylendi, bu doğru mu?" |