| Kitap Tanıtımı | Öyle bir öleceğiz ki; Canını aldığımız yağıların tinleri, tamunun kızıl göğünü çatırdatacak!   Öyle bir öleceğiz ki; Bizleri tanrının bahçelerine götüren tinler, acunda kalan bedenlerimize bakıp gözyaşı dökecek!   Öyle bir öleceğiz ki; Bırakın soyların bizi hatırlamasını, gök bile unutmayacak! Her çakında bir, karanlığa adımızı haykıracak, Her yaşında bir zalimin usunda korkular yaratacak!   Öyle bir ölümsüzleşeceğiz ki; Adalet için çıkan her pusatta zalim kanıyla uyanıp, her can alışta can bulacağız!   Öyle bir sevmiş olacağız ki; Hatunlarımızın gözlerinde gökte parıldayan bir ışık, Sevdiğimiz bozkır kızının ipek saçlarında bir rüzgâr, Büyüttüğümüz balaların dudaklarında bir gülücük olarak kalacağız!   Gökte Doğanlar! Hah! Son kez… Ur-Ah! Ur-Ah! Ur-ah! Ur-Ah!   “Küllerinden yeniden doğabiliyorsan, yaşıyorsun demektir!”   (Tanıtım Bülteninden)  ) |