Kitap Tanıtımı |
Hasretler girdabına kapılmış gibiyim. İçim kavuşulmaz
özlemlerle dolu. İçimi yakan mavi rengin her tonu, artık bana
sonsuzluğu simgeliyor. Denizler, gökyüzü
Yüreğimdeki bu ateşi yakan mavinin turkuaz tonu hayalimde
belirince, kanat takıp gökyüzünün sonsuzluğuna uçasım geliyor.
Sanki mutluluk orada, sanki yüreğimdeki susuzluğa çare bir
uçsuz bucaksız boşlukta.
Ben hep kavuşulmayan tutkularla eridim. Karşılıksız, habersiz,
sessiz, içe kapanık duygularla eridim tükendim. Ama bir sonsuz
yok oluş, yürekte dibi görünmeyen bir derin uçurum oluyor.
İnsan kendi içindeki bir boşluğa düşer gibi oluyor. İşte mavinin
sonsuzluğu bir çare gibi geliyor hüznüme. Uzaydaki yer
çekimsiz astronotların boşlukta dönüşleri gibi, kendimi uzay
boşluğunda hisseder gibi oluyorum.
Leylasını arayan Mecnunun bastığı ve geçtiği yeri bilmeden
yürüdüğü gibi gözüm bir şey görmüyor. Yüreğimi görünmez
ateşle yakan, gözlerimi yağmur yüklü bulutlar gibi dolduran bir
duyguyla bürülüyüm yalnız. Yüreğim bana dar geliyor. Göğüs
kafesimi aşıp genişlemek istiyor sanki. Gözlerimi gökyüzünün
sonsuzluğuna dikip, sonsuzluğu düşünüyorum. Ölümü de aşan,
ölüm ötesi bir sonsuzluğu, bir ebediyeti düşünüyorum.
İşte öylesine sönmez, öylesine ölümsüz ki yüreğimdeki bu ateş.
İşte öylesine dünyaya sığmayacak kadar geniş ve büyük ki... |