Kitap Tanıtımı |
Sahibali beni tarlaya götürdü ve bir köşede, gübrelerin arasında bir delik açıp beni oraya gömdü. Artık karanlık ve gübre kokusu dışında hiçbir şey anlamıyordum. Orada kaç saat kaldığımı hatırlamıyorum. Keskin gübre kokusundan neredeyse boğulacaktım. Nihayet üstümden gübrenin kaldırıldığını hissettim. Sahibali'ydi. Beni çıkardı, bir iki kez elleri arasında ovuşturdu, temizlemek için pantolonuna sürdü. Geldiğimiz yoldan gittik; Pulad'ın evinin damına geldik. Annesiyle kızkardeşi damda tezek yaparken kuru tezekleri duvardan alıp istifleyen komşu kadınla konuşuyorlardı.
Sahibali Pulad'ın annesine sordu:
Pulad nerde?
Pulad keçiyi kıra çıkardı evde yok.
Pulad'ı tepede bulduk. Kara keçiyi salıvermiş, otlatıyordu. Kendisini de köpeğiyle birlikte bizi bekliyordu. Pulad ile Sahibali'nin ciltlerinin kabuğumun rengiyle aynı olduğunu farkettim birden. İkisi de güneşte o kadar çıplak kalmışlardı ki tenleri bronzlaşmıştı. |