Kitap Tanıtımı |
Hikaye, İç Anadolu Bölgesinde 1950'de 9144 nüfuslu, geleneksel hayat biçimleri ve tarım ekonomisi içinde, İkinci Dünya savaşının yokluklarını doya doya yaşamış, kerpiç evkerin ve Hititlilerden başlayıp, Bizans'a Selçukluyu ve Osmanlıyı taşımaktan yorulmuş sokakları olan Aksaray'da geçmektedir.
Cesur bir kadının hayat hikayesidir bu. Sadece insanlardan tebessümü görmek için gece gündüz çalışan, bir tebessüm avcısının hikayesi... Hikayede seyircinin çok ama aktörün az, çağdaş bir Türk kadınının, İstanbul'da eğitim alan ama Aksaray'da efsane olan bir kadının, bir şehrin kaderinde nasıl önemli bir paya sahip olacağının, şehri nasıl değiştireceğinin mütevazı başarı basamaklarının anlatılmasıdır.
Soru şu şekilde başlar. Siz olsanız 1950'lerin sonunda geliri iyi olan Avukat babanızı ve şevkat timsali annenizi, sıcak yuvanızı bırakıp Lise eğitimi için İstanbul'a gider misiniz? Peki, eğer cevabınız evetse ve o dönemin parlak mesleklerinde birisi olan Eczacılık fakültesini İstanbul'da bitirmişseniz, 1968 yılında taşraya döner misiniz. Eğer cevabınız evetse başınıza neler gelebilir... |