Kitap Tanıtımı |
Çok geniş bir hayal dünyasına sahip olan çocuk, dürbünüyle her gün gölde yük ve yolcu taşıyan bir gemiyi izler. Gemilerde tayfalık yapan babasının da orada çalıştığını düşünerek, balık olup bu gemiye ulaşmayı; babasına zavallı dedesini, zalim Urazkulu, yaşadıklarını, hayallerini anlatmayı düşler. Dedesinin yanından hiç ayrılmayan çocuk, onun anlattığı masalları dinlerken âdeta yaşıyormuşçasına onlardan etkilenir.
Yüze yüze gittin
Ve bana tek bir şey söylemek düştü: Çocuk ruhunun bağdaşamadığı çirkinliği ittin elinin tersiyle. Bu benim tesellimdir. Sen, bir defa parlayıp sönen yıldırım gibi yaşadın. Yıldırımları gökler doğurur. Göklerinse ölmezliği var. Bu da benim tesellimdir. Her çekirdekte yeni bir hayat oluşumu vardır. Çocuk vicdanı ise insanlarda gelişen yeni bir hayatın belirtisidir. Bu da tesellimdir. Ve bu yeryüzünde bizi ne beklerse beklesin, insanlar doğup öldükçe doğruluk ölmeyecektir. Senden ayrılırken kendi sözlerini tekrarlıyorum yavrum: |