Kitap Tanıtımı |
1990'lı yıllarda halkın gözünde belediyeler çok geniş
yetkiye sahip kurumlardı; ama aynı zamanda yolsuzluğun,
rüşvetin, kayırmacılığın da en fazla yaygınlaştığı kurumlar
olarak görülüyordu. Belediyelerin imajı sadece halkın
gözünde düşük değildi; aynı zamanda borç batağına
saplanmış, partizanca doldurulan kadroları ile iş yapamaz
hale gelmiş kurumlardı. Bunun doğal sonucu olarak da
kentler çöpe, çamura, çukura mahkûm olmuş,
musluklarından suların akmadığı ya da aksa da çamur
halinde aktığı, havası solunamayan, gecekondularla
çevrilmiş, kaçak yapılarla yaşanamaz bir hale gelmişti.
27 Mart 1994 tarihinde yapılan yerel seçimlerde, Refah
Partisi, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere 300'ün
üzerinde belediyede seçimi kazandı. Aynı belediye
yasalarına, aynı gelir kalemlerine rağmen yapılan
hizmetlerde çok büyük artışlar yaşandı. Sanki belediyelerin
ve kentlerin üzerine sihirli bir el dokunmuştu. Sihirli bir el
dokunmamıştı ama açıkça görülen oydu ki, belediyeler ve
kentler artık mahir ve iş bilir ellere geçmişti |