Kitap Tanıtımı |
Avusturalyalı 16 yaşında ki Amal´ın başörtüsü takma kararı çok cesaret gerektiren bir şeydi. Kendisine yönelik olumsuz eleştirilerin üstesinden gelebilecek, arkadaşlarından kopmadan hala güzelligiyle ilgi çekmeye devam edecek miydi?
Oysa o da pek çok yaşıtı gibi gençlik ve moda dergilerini takip ediyor, arkadaşlarıyla okul partilerine katılmak için ailesine türlü hikâyeler anlatıyor, en sevdiği tv filmi "Sex and the City"i seyredebilmek için çeşitli yollar deniyordu... Nihayetinde her şeyi merak eden ve yaşayarak öğrenmek isteyen ama yetiştiği çevre ve inançlarının sorumluluğunu da almak için gayret gösteren genç bir kızdı Amal...
"Pazartesi sabahı sınıfa başörtümle ilk girdiğimde, arkadaşlar bu halime ne diyecekler? Sınıftaki erkekler beni görünce şok mu geçirecekler acaba? Başörtüsü takmak! Hem de onbirinci sınıf erkeklerinin karşısında! Eminim ki sınıfa çıplak olarak girmek çok daha kolay olurdu benim için."
"Başım bu şeyin içerisinde dahamı büyük gözüküyor", ironik bir gençlik hikâyesi... Dünyanın neresinde ve hangi inançta olursa olsun gençlerin benzer sıkıntıları, benzer hayalleri, benzer istekleri olduğunu gösteren, insana "Ah evet, tam da benim yaşadığım şeyler de böyle..." dedirten, hayatınızdan sahneler bulabileceğiniz son derece sevimli bir roman...
(Tanıtım bülteninden) |