Kitap Tanıtımı |
Baba İshak Destanı´nı çam ormanının doruklarında oksijen soluyan insanın coşkusunu buldum. Bir okuyucu olarak çok sevdim. Bir türkü tadı bırakıyor insanın belleğinde.
Bu destan, çekti götürdü beni kendi çağına. Dize dize okurken Baba İshak´la o günleri, o, 10. Yüzyıl ve sonrasının Anadolu kargaşasını birlikte yaşadım.
Ülkede yönetimin güçsüzlüğü, doğudan Moğol baskısı, batıdan Haçlı kargaşası... Bu ortamda Yunuslar´ın yüreğini dağlayan gözyaşı, kan, ölüm. Sanki o günleri gördüm. O´nun gibi düşündüm. Günümüzle özdeşleştirdim o günün Anadolu´sunu.
Kahramanlar ölmez. Onların ölümü ölümsüzleşmektir devrim yolunda. Kendilerinden sonra gelecek devrimcilere örnek ve önder olurlar.
Anadolu tarihi böyle sürmüştür. Özgürlük, yiğitlik, mutluluk ve umut zincirinin halkaları hiç kopmadan 36 uygarlığın moziği günümüze ulaşmıştır.
Baba İshak ilk kez yazılan özgün bir destan. Sözlerimi, yazarın; Kutsal Kitabımız İlyada adlı yapıtından aldığı bir tümce ile noktalamak istiyorum:
"...Bir ülke yiğitliğini Hektor´dan; devrim çizgisini Baba İshak´tan, Şeyh Bedreddin´den, Pir Sultan Abdal´dan, Mustafa Kemal Atatürk´den almış; görkemini ise sevda şarkılarıyla geliştirmiş; Homeros´dan Yunus´a, Veysel´den Nazım Usta´ya, Ahmed Ari´den Hasan Hüseyin´e ulaştırmış."
Bu toprakta yaşamak, bu değerlerle birlikte olmak, onlarla, sevgiyle, kültürle kucaklaşmak ne güzel...
- Mehmet Altaş-
Öğretmenimin bu eseri beni ilginç ve büyülü bir geçmişe götürdü. Zevkle, coşkuyla dolaştım sayfalar arasında. Yiğitlikle, sabırla buluştum her dizesinde. Her zaman olduğu gibi sizinle övünüyorum.
Ellerinize sağlık öğretmnim.
- Hale Nurol-
(Arka Kapak´tan) |