Kitap Tanıtımı |
Yüzünde her şey vardı. Canı öyle acıyordu ki, ağaçların arasına dalıp bas bas bağırmak istiyordu. Acı vardı yüzünde
Hüzün vardı, öfke vardı, nefret vardı
Nefret ettiği insan o kadar yakınındaydı ki, her an gergindi
Tedirgindi, güvensizdi, yalnızdı, korkuyordu
Cesaret vardı yüzünde, kibir vardı, küstahlık vardı
Mutluluk vardı yüzünde. Çekingen, ürkek, sünepe, bir kenara itilmiş küçük üvey evlât gibi; geceleyin yüksek yaylalardaki bulutsuz gökyüzünde kayıveren yıldızlar gibi esip geçen, yakalanamayan bir mutluluk vardı yüzünde. Ama sunî değil, mastürbasyon değil, dosdoğru mutluluktu
Sevgi vardı yüzünde. Yiğit, savaşçı bir delikanlı
Erdemli, saygılı, dürüst, atılgan
Yumuşak, sevimli
Ilık
Kavgacı bir sevgi vardı yüzünde. Yenilmez savaşçı giyinip kuşanmış, yüzüne dikilmişti
Ama artık hiç biri okunmuyordu yüzünden. Bir askerdi o! Bir komutan! Bir erkek, asker ve bir baba olarak vazgeçilmez görevleri vardı ve bir savaşın tam ortasındaydı. Savaşta nasıl durması gerekiyorsa öyle duruyordu: Duygusuz!"""""""""""""
Eski bir subay eski karısı ve çocuğunu karanlık, kanunsuz güçlerin saldırısından korumak için Antalya´nın Patara kasabasına gider. O bir katil makinedir. |