Kitap Tanıtımı |
Kalabalığın içinde dikkat çekmeyen, sıradan bir adamdır Charles Strickland. Tanıyanlar ondan büyük işler beklemez. Kimse onun bir dahi olabileceğini aklının ucundan geçirmez. Ancak Charles´ın büyük bir tutkusu vardır: resim yapmak.. Bunun için evini, karısını ve çocuklarını terk eder. Paris´te ufacık bir stüdyoda dur durak bilmeksizin çalışır, çalışır; sayısız resim yapar, üstelik resimlerini sergilemeyi şiddetle reddeder. Sonunda uzun bir yolculuğa çıkar; gözlerini kaybeder ama fırçayı elinden bırakmaz, resim yapmaya devam eder. Somerset Maugham Ay ve Altı Peni´yi yazarken ünlü ressam Paul Gauguin´in yaşamından esinlenmiş. Bu güzel roman, okuruna sanat tutkusunun ne yüce bir tutku olduğunu düşündürüyor; yaratma güdüsünün sıradan bir yaşamı nasıl da kolayca altüst edebileceğini anlatıyor. |