Kitap Tanıtımı |
Aşk nasip işidir, hesap işi değil. Bununla birlikte aşk, her kişiyi hayatı boyunca bir ucundan yakalar. Kimi kıyısında yüzer aşkın, kimi derin aşk ummanlarında seyr-ü sefer eder. Gerçekte kâinat, aşk üzere kurulmuş ve insan aşk üzere yaratılmış. Âşıklar, sevgililerine ruhum derler. Nereden esinlenir dersiniz? Yüce Allah, insana Ona ruhumdan üfledim. diyerek bu sırra işaret etmiyor mu? Bu derece değer verilmiş insana
Aşk olmasa, tomurcuklar açar mıydı, gonca güller tüm güzelliklerini ortaya sunar mıydı, denizler kabarıp, coşar mıydı; toprak, bulutlara hasret, yağmurları bekler miydi, Mecnun, Leylâ için çöllere düşer miydi, bunca kitap, eser, şiir yazılır mıydı?
Şems de aşk ateşiyle düştü yollara ve İlahi Aşkın nurunda Mevlânâ ile hakikate ulaştı. Şems, evini yurdunu bıraktı, Mevlânâ da tüm mevki, makam ve okuduklarını bir kenara attı. Mevlânânın içi öylesine yandı ki aşkın ateşinden, bunları söze dökmeye kalkıştı. Binlerce sayfa yazdı da, aşkının ateşini söndüremedi. Zira, söz, aşkı nereye kadar anlatabilir ki? Bununla birlikte, aşkı söze dökebilen ender yiğitlerden oldu o. |